KOYUN İZİ OCAK AYININ 15 İNDE GECE YAPILAN BİR GELENEĞİMİZDİR. KÖYÜN GENÇLERİ KAFALARINA KOYUN POSTUNDAN YAPTIKLARI KAVUKLARI TAKAR VE PALA BIYIK YAPARLAR SAKALLI OLANLARI DA VARDIR BUNLARA TURACILAR DERLER TURACILARIN BELLERİNE ZİLLERİ KEMERLERE DİZEREK SES ÇIKMASINI SAĞLARLAR VE SES İLE OYUNUN NEREDE OLDUĞU ANLAŞILIR VE OYUNUN ZEVKİ ARTTIRIR ERKEKTEN İKİ TANE GELİN YAPIRLAR SİVİL GİYİNEN TURACILAR VARDIR YANİ P OLİS VE GİZLİ POLİS GİBİ TURACILARIN GÖREVİ …
Ramazan ayı denince ilk akla gelen doğal olarak "oruç" kavramıdır.oruç ise müsülaman olan her mümine farz kılınmış bir ibadettir.oruç hakkında Kuran da (Bakara Suresi 183. Ayet Ey iman edenler, oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de korunasınız diye farz kılındı.ve yine Bakara Suresi 185. Ayet O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur'an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu …
Askerlik :
Erkek çocukların hayatında önemli bir dönemi olan askerlik hizmeti, anne ve babalar açısından da çocuklarının vatan savunması gibi bir kutsal vazifeye katılması bakımından büyük önem taşır. Halk arasında asker ocağı peygamber ocağı olarak kabul edilir ve askerlik hizmeti gençlerimiz için büyük kutsiyet taşır. Bunun için de gençlerimiz askere giderken bu sorumluluğun farkında olup bilinçli bir şekilde ve coşku içerisinde bu vazifeyi …
Dini Bayramlar :
Unutulmaya yüz tutmuş bütün gelenek ve göreneklerimiz gibi, hatırın, gönülün, sevginin saygının, birlik ve beraberliğin, kaynaşmanın senbolü olan bayramlarımız da yavaş yavaş özelliklerini kaybetmeye başlamıştır.
Eskiden daha bayramlar gelmeden heyecanı bütün evleri sarar, herkes yoğun bir hazırlığa aşlardı.Bayramlık elbiseler hazırlanır, evler temizlenir, çeşit çeşit yemekler yapılır, arefe gününün akşamı genç kızların …
[b][size=12][b]ÇOCUKLUK Ailelerin en önemli bireylerinden biri çocuktur. Onun dünyaya gelmesi sadece aileyi değil akrabaları ve komşuları da sevindirir. Çocuk soyun devamını sağlar. Doğan her çocuk annenin ve babanın toplumdaki saygınlığını arttıracaktır. Çocuğu olmayan ailelerde huzursuzluk baş gösterebilir. Anne ve baba ruhsal eziklik duyabilir. Toplumda önemi büyük olan çocuğun doğumu ve sonraki evreleri tören ve geleneklerle bezenmiştir. Geçiş dönemlerin ilki olan …
HIDRELLEZ Tüm Türkiye’nin her bölgesinde kutlanan Hıdrellez Kırıklı Köyü’nde de kutlanırdı. Doğanın canlanması ve tekrar yaşamaya başlaması demek olan bahar yada yaz mevsimimin gelişi dünyanın neresinde olursa olsun insan yaşamında önemli bir olaydır. Hıdırellez geleneği ile ilgili olarak yaygın olan inanç, Hızır ile İlyas'ın bir araya geldiği günün anısına tören yapılmasıdır. Hıdırellez günü genellikle 6 Mayıs'ta kutlanmaktadır. Bazı …
Konu: KILIÇDAROĞLU HANGİ DİNE MENSUP 30th Temmuz 2010, 14:05
Kemal Bey'in dini!
“Kemal Kılıçdaroğlu dine inanıyor mu?”
Bu soruya birçok kişi ya hakaretle ya da hakaret etmeden “Böyle bir soru mu olur? Türkiye demokratik, laik bir devlet. Bireyler istedikleri dine ister inanır, ister inanmaz” diye cevap verecektir. Ben de bireylerin dine inanıp inanmama özgürlüğüne sahip olmaları gerektiğini düşünenlerdenim. Zaten dinde de, demokratik düzende de bireyler ne zorla dindarlaştırılır ne de zorla dinsizleştirilir. Bu insanlık tarihinden bu yana, istisnalar hariç, hep böyle olmuştur.
Eğer zorlama olsaydı, Osmanlı idaresindeki Hıristiyan çoğunluklu Balkanların tamamı Müslüman olurdu ya da Müslüman ağırlıklı Kuzey Afrika Hıristiyan olurdu.Ancak konumuz bu değil. Yukarıdaki soruyu sormamın nedeni şu: Demokratik seçimler yoluyla bir ülkeyi yönetmeye aday olanların ekonomiden, siyasete ve dine kadar birçok konuda ne düşündüğü, demokratik toplumlarda büyük önem taşıyor. İleri demokrasilerde seçmenler adaylara sadece ekonomi ya da iç ve dış politika önceliklerinden dolayı değil, inandığı ya da inanmadığı değerleri de göz önünde bulundurarak oy veriyor. Devlet ya da hükümet başkanları bu nedenle her konudaki düşüncelerini seçmenle paylaşmak zorunda.
Mesela Amerikan başkanlık seçimlerini kazanan Barack Obama'ya da rakipi Cumhuriyetçi John McCain'e de 'dine inanıp inanmadığı, hangi kilise üyesi olduğu” soruları sorulmuştu. Aynı şekilde İngiltere'deki 2005 seçimlerinde dönemin İşçi Partisi lideri Tony Blair'e karşı yarışan ve seçimi kaybeden Muhafazakar Parti lideri olan Musevi asıllı Michael Howard'ın Sinagog'a gidip gitmediğinden, hangi Sinagog'a gittiğine dair dini hayatı da seçmenle paylaşıldı gazete ve televizyonlar aracılığıyla. Aynı şekilde Tony Blair'in de...6 Mayıs 2010'da yapılan seçimleri kazanan Muhafazakar Parti lideri David Cameron'ın dine inanıp inanmadığı, hangi kiliseye gittiğine kadar herşey kamuouyla paylaşıldı.
BBC'de katıldığı bir programda eski Başbakan Gordon Brown'a da “Tanrı'ya inanıyor musun?” diye sorulmuştu. Brown da “Evet inanıyorum. İskoç Kilisesi üyesiyim” demişti. Yine bugün İngiltere'de koalisyon hükümetinin ortağı Liberal Parti lideri Nick Clegg'e de aynı soru sorulmuştu ve Clegg “Hayır inanmıyorum” demişti.
Yukarıdaki soruya tekrar dönecek olursak; bir siyasetçinin karşılaşabileceği provokatif bir soru olduğunu biliyorum ancak siyasetçinin provoke edilip toplum tarafından iyice tetkik edilmesi gerekir demokrasilerde. Çünkü demokratik ve laik ülkelerde siyasetçinin dininden, dinsizliğine kadar herşeyi ortaya dökülür. Yukarıdaki soru sadece Kemal Kılıçdaroğlu için geçerli değil. Diğer parti liderleri için de geçerli. Başbakan Erdoğan, MHP lideri Bahçeli ve CHP'nin eski lideri Deniz ******'ı Cuma namazlarında gördüğümüz için en azından dine inandıklarını biliyoruz. Peki ya CHP'nin çiçeği burnundaki lideri Kemal Kılıçdaroğlu?
Kemal Bey'in dine inanıp inanmaması, ya da hangi dine inandığı, hangisine inanmadığı kendisinin en doğal hakkı ve kimsenin de “Neden inanmıyorsun ya da neden inanyorsun?” demeye hakkı yok. Ancak biz seçmenlerin en azından Kemal Bey'in dine inanıp inanmadığını, ne sıklıkla camiye gittiğini ya da gitmediğini bilmek zorundayız. Çünkü bizi yönetmeye aday her adayın ekonomiden, dine, iç siyasetten dış siyasete kadar herşeyini, ne düşündüğünü bilmek istiyoruz. Bu tür bir talep sadece dine inanan seçmenlerden değil, dine inanmayan seçmenden de gelebilir. Demokratik toplum ve devlet olmanın gereği ve demokratik sorgulama ve denetlenebilirlik de bunu gerektiriyor.
Yukarıdaki soruyu Kılıçdaroğlu medyası 'yoldaşlığından', bizim mahallenin medyası da yoldaşların şirretinden korktuğu için Kılıçdaroğlu'na sormak istemeyebilir ama bakarsınız Fatih Altaylı sormuş
YORUM; Vallalahi şahsen bu ülkede yaşayan kimselerin genelde müslüman yani(İSLAM) dinine mensub olduğu bir gerçektir ama sayın kılıçdar oğlunun hayatında ne camiye ne kiliseye nede havraya uğradığına kimseler şahit olamamış duyduğumuz kadarı ile bir kaç kez gazi mahallesi cem evine gitmiş seçim dolayısı ile ve orada dede olduğu nu söylemişde bu dedelerin hangi inanca mensub olduğuda merak konusu öyle ya müslümanım diyenlerin camisi hırıstıyanım diyenlerin kilisesi yahudilerin havrası put perestlerin tapınağı yani budası var bu dedelerin yeni yeni türeyen cem evi dedikleri yerleri var ama benim duyduğum kadarı ile sazlı sözlü atışmalarla bir ibadet şekli sergileniyormuş ki bu ibadet şekli hiç bir dinde yokmuş yani dinler genelde edep ve haya ve huşu içersinde yaratana karşı görev ifa edebilecek şekilde yapılır ama bu dedeler ağızda sigara parmaklar sararmış çevrede sazlı sözlübir sohbet ,yapıyorlar cem tv den izlediğimiz kadarıyla ve bu düzeni hz ALİ (ra) efendimize yakıştırıyorlarki en büyük günah öylesine bir veliyullaha ilmin kapısı (HZ ALİ (ra) ile bağdaştırmak